E-TİCARETİN KIŞA DENK GELEN YAZI
E-TİCARETİN KIŞA DENK GELEN YAZI
E-ticaretin kışa denk gelen güneşli günleri başladı. Ekonomik koşulları ve piyasada hüküm süren daralma, ülkeler arası savaşlar, enflasyon derken e-ticarette herkesin beklediği kışa denk gelen e-ticaret yazına geldik. Peki, gerektiği kadar verim alabiliyor muyuz? Son durum nedir?
Tüm e-ticaret yöneticilerinin heyecanla beklediği, e-ticaret personelleri için prim dönemlerinin en yüksek zaman dilimi olan, patronların ellerini ovuşturduğu bir üç aylık bereketli e-ticaret alışveriş dönemi içerisinde yer alıyoruz. Pandemi döneminin vermiş olduğu e-ticaret sarhoşluğunu üzerimizden atmaya başladık, çünkü geçmiş iki yıl içerisinde e-ticaret verilerini göz önüne aldığımızda dijital bir altın çağa giriş yaptık. Yıllarca kıymetli bir ticaret alanı olarak bahsettiğimiz e-ticaretin önemini tüm firmalar damarlarına kadar hissettiler. Bu konuyla alakalı yatırımlar yapıldı, firmalar e-ticaret departmanlarını kurdu, ekipman yatırımları yapıldı. Öncesinde bu işi sadece yapmış olmak için yapan firmalar, şirket içerisinde e-ticaret departmanlarını ana kalem birimi olarak konumlandırdılar. Şubeleri olan firmalar e-ticaret birimini farklı bir şube olarak değerlendirmeye başladılar.
Bir taraftan e-ticaret ve dijitalleşmeye yatırımlar yapılırken, firmalar sadece kendi bölgesindeki satışlarla yeterli kalmadı, her ticaret döneminde olduğu gibi e-ticarette kendi içerisinde kendi pazarını oluşturdu. Her sektörden bu işe yatırım yapan firmalar ciddi rekabet içerisine girdiler. Küçük bir oranla da olsa bu rekabet e-ticaret sektöründe bazı problemleri ve dezavantajları beraberinde getirdi. Buybox sıralaması içerisinde rekabete giren firmalar ister istemez fiyat kırmaya ve en üst sıralara çıkmaya başladılar. Bu durum fiyatları düşürürken, karlılığı ciddi manada düşmesine sebep oldu. Zamanla bu durum gerek firmalarda gerekse e-ticaret personellerinde moral bozukluğuna ve piyasa güvensizliğine neden oldu. Firmaların iç piyasada girmiş oldukları rekabet aynı zamanda bazı fırsatları da görmelerine imkân tanıdı. Nedir bu imkan, nedir bu fırsat.. tabi ki ihracat fırsatı..
HER KRİZ ARKASINDA BAŞKA FIRSATLARI DOĞURUR
İç piyasada canı sıkılan ve rekabet gücünden dolayı karlılığı düşen firmaları heyecanlandıran ve gözlerini yerinden fırlatacak başka bir gelişmede tabi ki kur farkından dolayı ihracat satışları oldu. Alt yapı çalışmalarını güçlendiren veya e-ihracat çalışmalarına yatırım yapan firmalar yavaş yavaş iç piyasayı gözleri görmez oldu. Eskiler ne demiş “her şerde var bi hayır”. Boşuna denmiş bir söz değil her kriz yerini başka bir fırsata bırakıveriyor. Dünya ucuz iş gücünün artık tek temsilcisi Türkiye diyebiliriz. İşin iktisat veya ekonometri boyutunda değilim tabi ki bu işin uzmanları gerektiği çalışmalarını yapıyor diye düşünüyorum. Şimdi savaş, enflasyon, kriz, durgunluk, daralma derken gözümüzü ihracatla açıyoruz ihracatla kapatıyoruz. Kur farkından ve dış piyasaya göre ucuz iş şartlarından dolayı üretip dışarıya satanlar e-ticaret tadını fazlasıyla almış durumda, tüm bu bilgiler ışığında e-ihracat yapan firmaların önündeki engellerin başında sadece kargo maliyetlerinin fazlalığı geliyor. Devletin bu konudan sorumlu organları ve özel sektör temsilcilerinin bu konuya yaklaşımları firmalar açısından oldukça pozitif bulundu. Resmi prosedürlerin birçoğu kolay bir şekilde halledilebilir konuma geldi.
Bu kadar olumsuzlukların yaşandı bir sektörde her şeyi olumluya çevirmek ve bu konu hakkında e-ticaretin dengelerinin yerinden oymasını sağlamak e-ihracata yatırım yapmakla mümkün görünüyor. Dijital Tarifler olarak bu konudaki yaklaşımımız ve çalışmalarımızla firmalarımıza gereken tüm desteği sağlıyoruz.